Sayın cumhurbaşkanım sizleri yanıltıyor ve yanlış yönlendiriyorlar. Sizi hata yapmaya zorlayarak, milletinizle bağınızı koparmayı hedefliyorlar. Etrafınızdakilere dikkat edin. Zira bu kadar yolsuzluk operasyonları yapılırken hepsinin CHP’li belediyeler olması ve kayyum atanan belediyelerin DEM partili olması adalete olan güveni zedeliyor. Millet bu uygulamalar olunca şu soruyu soruyor; AK partili belediyelerin hepsi dürüst, muhalefet partili belediyeler hırsız öyle mi?
İşte varmak istediğim yer tam da burası!
Ak Partili belediyeler veya kamu kurumlarında bulunan bürokratlar içerisinden yargılanan idareciler olsaydı muhalefetin söz söylemeye hakkı olmazdı. Şimdi bu yazdıklarım yolsuzluk yapan CHP ‘li belediyeler ve terör örgütlerinin arka bahçesi olan DEM’li belediyeleri aklamaz elbette! Suça bulaşmış herkes bedelini ödemelidir.
Mesela deprem zamanı görevini yerine getiremeyen, Hataylı vatandaşları kaderine terk eden, yalın bir dille krizi yönetemeyen ve zaafiyet gösteren dönemin Hatay valisi neden yargılanmadı mesela? Ayrıca bu kadar ağır bir yıkımla sonuçlanan deprem felaketi neticesinde yaşanan can pazarı atlatıldıktan sonra, başta belediye başkanları, yapı denetim firmaları, müteahhitler, bu gibi çetrefilli işlere izin veren kamu kurumlarında oluşturulan çeteler, denetimlerde türlü usulsüzlükleri görmezden gelerek projelere onay imzası atan memurlara kadar hepsi yargılanmalıydılar. Fakat maalesef bir kaç müteahhittin dışında hiç bir siyasi ve bürokrata dokunulmadı!
Örneğin; kentsel dönüşüme karşıyız naraları atarak insanları kandıranlar daha sonrasında yüzlerce insanın ölümüne sebep olanlar suçsuz mu?
Yargılanmaya değer bulunmadılar mı?
İnşaat faaliyetlerinin denetçileri, projeye uygunluğu, depreme dayanıklılığı gibi hayati önem taşıyan maddeleri denetlerken neleri göz ardı ettikleri veya kimlerle ortaklık yaptıkları araştırılmaya yeterli bulunmadı mı?
Liste uzar gider…!
Son olarak; onlarca suç kaydı olan suçlular işledikleri suçlardan ötürü yakalanıp mahkemeye çıkarılıyor fakat hakim veya savcılar tarafından inisiyatif kullanılarak serbest bırakılıyor sonra olay medyaya düştükten sonra toplum baskısından dolayı tekrar yargılama sonrası tutuklamalar oluyor. Bu tür değişik yargılamalara konu olan hakim ve savcılara da işlem yapılması gerektiği kanaatini taşıyorum.
Suçlu ise tutuklayacaksın, değilse bırakacaksın!
Medyaya, toplum baskısına veya ensesi kalınlara göre değişen adalet elbette adalet değildir.
Adalete olan güven kaybolduğu için İmamoğlu gibi popülarite kazanan kişilere siyasi darbe yapıldığı bahane edilerek bu tür hadiseler meydana gelmektedir. Bu gibi kişilerin işledikleri suçları görmezden gelerek at gözlüğü takarcasına desteklemeleri, adalete olan güvenin kalmaması ve iktidar karşıtlığının tezahürüdür!
Halil Kadir İŞÇİOĞLU
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.